İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | fresh blood i. | taze kan | ||
The hunter unexpectedly found fresh blood droplets in the snow. Avcı beklenmedik bir şekilde karda taze kan damlacıkları buldu. More Sentences |
||||
Genel | fresh blood i. | bir grubun veya organizasyonun yeni fikirleri, becerileri ile onu daha verimli kılan üyeleri | ||
Idioms | ||||
Deyim | fresh blood i. | taze kan | ||
Deyim | fresh blood i. | bir grubun ya da örgütün yeni üyeleri | ||
Deyim | fresh blood i. | yeni üye | ||
Deyim | fresh blood i. | taze soluk |